Saliva (tükürük) testi non-invazif (vücuda girmesi gerekmeyen) bir yöntemdir ve hastalar kendi tükürüklerini, plastik numune kaplarına çıkarabilirler. Uzun zamandır kullanılan sürüntü yöntemli antijen testlerinin aksine saliva (tükürük) testlerinde, numune toplanması için bir uzmana ihtiyaç yoktur.

Hem aşılanmış kişilerin hala az da olsa virüsü bulaştırabilmesi hem de yeni varyantların bazen aşının bağışılığından kaçabilmesi; hastalıkla mücadelede önümüzdeki yolun daha uzun olduğunu bizlere gösterdi.

Bazı durumlarda enfeksiyon yoluyla bağışıklık daha eğitici ve güçlü olabilir; fakat aşı bağışıklığı daha avantajlıdır çünkü çok daha risksizdir.

Bu yüzden, şu anda elimizdeki kısıtlı bilgilerle şunu diyebiliriz ki 2. doz aşı ile 3. doz aşınız arasında en azından 6 ay olmalıdır. 8 ay daha da iyi; hatta 1 yıl en iyisi olacaktır.

Teknik olarak, sürü bağışıklığı demek; hasta bir kişinin, ortalama olarak 1 kişiden daha az kişiye bulaştırma ihtimaline ulaşmak demek. Sıfır numaralı hasta (patient zero) başka bir kişiye hastalığı bulaştırsa da, ikinci kişinin bir üçüncüye bulaştırmaması demek.

Hala covid-19’dan kurtulduğumuzu söylemek mümkün değil. Hatta yakın gelecekte tamamen kurtulacağımıza dair de emareler zayıf.

Covid-19 teşhisinde yeni kullanılmaya başlanan bir teknolojidir. Saliva (tükürük) testleri, aynı sürüntü testleri gibi antijen testidirler.

Hastalığı geçirenlerin antikor testleri farklıdır. Aşı sonrası için özel antikor testleri gereklidir. Çünkü aşının ürettiği antikorlar, hastalığın ürettiği antikorlardan farklı şekilde teşhis edilirler.

Antijen testleri nazal (burun) veya boğaz sürüntüsü yoluyla koronavirüsün dış yüzeyindeki proteinleri tespit eder.

Antijen kelime anlamı olarak vücuda yabancı madde demektir. Antijenler, virüs ve bakteriler gibi, vücudun bağışıklık sisteminde reaksiyona yol açan moleküllerdir.

Artık devletlerin sıkı sıkıya yasaklarla durduracağı dönemi bitirdik ve insanlar bundan sonra neyin kendileri için güvenli olacağına kendileri karar vermek zorundalar.

Tüm solunum yolu virüsleri kış aylarında, yaz aylarına kıyasla çok daha hızlı yayılıyorlar. Bunun sebebi de yukarıda bahsettiklerimiz: insanlar daha fazla kapalı alanlarda bir arda bulunuyorlar ve iç mekanların düşük nem düzeyi virüsün yaşamasını kolaylaştırıyor.

Bir çok takviye edici ürünün tedavilerde denendiği bu ortamda, sadece D vitaminin belirli bir düzeyde faydalı olabileceğine dair önermeler bazı bilimsel çalışmalarca kanıtlandı.