Pandeminin İkinci Kışı

pandeminin-ikinci-kışı.jpeg

Neredeyse 2 yıldır pandemiyle beraber yaşıyoruz. Artık hastalığı daha iyi tanıyoruz. Hem akut hem de kronik bir hastalık olabildiğini, en rahat iç mekanlarda bulaştığını, maskelerin bulaşmayı engellediğini, ve aşılarımızın hastalığa karşı güçlü bir direnç oluşturduğunu biliyoruz. Bu hastalıkla yaşamamız gerektiğini, hatta bir süre yaşayacağımızı biliyoruz. 

Covid-19 aşıları, öncelikli olarak ağır enfeksiyonları önlemek için yapıldı. Bu konuda gayet başarılılar. Fakat birkaç aylığına da olsa daha fazlasını başaracaklarını zannettik. İlk klinik denemeler, aşının tüm semptomatik vakaları engellediğine dair umutlarımızı yeşertmişti ve kızamık veya çocuk felci aşıları kadar başarılı olacaklarını düşündük. 

Fakat hem aşılanmış kişilerin hala az da olsa virüsü bulaştırabilmesi hem de yeni varyantların bazen aşının bağışılığından kaçabilmesi; hastalıkla mücadelede önümüzdeki yolun daha uzun olduğunu bizlere gösterdi.

Bu yüzden bu pandemi kışında da hala maske, mesafe ve hijyen kurallarına dikkat etmemiz ve iç mekanları daha iyi havalandırmamız gerekecek. Şu anda virüsü kontrol altına alabilmemizin en iyi yolu aşılama ve toplumda ne kadar çok insan aşılanırsa virüs o kadar daha etkisini yitirecek. Aşının ne kadar faydalı olabildiğini şimdiden gördük: Covid vaka sayıları ne kadar tırmanışa geçerse geçsin, hastaneye yatış ve ölüm oranları bir daha asla eskisi gibi olmadı. Ne kadar çok insanı aşı olmaya ikna edersek bu süreç o kadar daha kolay ve hızlı olacak.

Previous
Previous

Tükürük Testi mi Sürüntü Testi mi?

Next
Next

Hastalık Bağışıklığı mı Aşı Bağışıklığı mı?