Şehirler Yeniden Açılırken Güvende Kalmak için bir Rehber

şehirler.jpg

Tüm ülkeler, birkaç ay boyunca süren sokağa çıkma yasakları ve karantinalar ile virüsün yayılma hızını yavaşlatmaya çalıştılar. Fakat gelinen noktada görülen o ki hayatı durdurmanın hem ekonomik hem toplumsal hem de psikolojik zorlukları ağır basmaya başladı. Bu yüzden virüsün yayılma hızını yavaşlatırken, aynı zamanda finansal ve psikolojik sağlığımızı da toparlayacak şekilde bir yeniden normale dönme süreci başlaması gerekliliği ortaya çıktı.

 

Bu yeniden açılma sürecinde, insanlar zorunlu olmayan aktivitelerini tedbirleri elden bırakmadan yeniden yapmak istiyorlar. Bunu yaparken tabi ki riskleri ve istekleri bir terazide tartmak gerekli. Artık devletlerin sıkı sıkıya yasaklarla durduracağı dönemi bitirdik ve insanlar bundan sonra neyin kendileri için güvenli olacağına kendileri karar vermek zorundalar.

 

Bu yeniden açılma süreci için biz de uzmanların uyarı doğrultusunda bazı sorularınıza cevaplar aradık.

 

-       Hala 1,5 metre kuralına dikkat etmek gerekli mi?

Evet. Her ne kadar zor olsa da, “yeni normal” dediğimiz süreçte, kesinlikle eski kadar yakın olmamamız gerekli. Hatta 1,5 metre kuralı tek başına mucizevi bir koruyucu değil. Ne kadar uzak olabilirsek o kadar iyi aslında.

Dahası virüsün yayılmasını yavaşlatan temel önlemler dediğimiz maske, hijyen ve mesafe üçlüsü, kesinlikle korunmalı. Yeni normalde de ellerinizi düzenli olarak yıkamalı, dışarıda el dezenfektanlarını kullanmalı, yüzünüze dokunmaktan kaçınmalı, maske takmalı ve hastalık belirtileri taşıyorsanız evde kalmalısınız.

 

-       Kendim için önlemleri ne kadar sürdüreceğime nasıl karar verebilirim?

Bu tamamen sizin kendi sağlığınıza, yaşınıza, var olan hastalıklarınıza ve ne kadar riski göze alabileceğinize ve uğruna riski göze aldığınız aktiviteyi yapmaya ne kadar ihtiyacınız olduğuna bağlı bir durum. Tabi ki bir diğer önemli faktör de sizinle beraber yaşayan ve çalışan insanlara ne kadar risk oluşturabileceğiniz ihtimali.

 

ARKADAŞ VE AİLELERLE GÖRÜŞME

 

-       Arkadaşlarımı veya ailemi görebilir miyim? Onlara sarılabilir miyim?

Evet görüşebilirsiniz, fakat dikkatli bir şekilde ve sosyal mesafenizi koruyarak. Özellikle uygun havalarda dış mekanlarda buluşmaya özen gösterin. Bunlar sokak, piknik, deniz kenarı, üstü açık kafe ve restoranlar, bahçeler, parklar olabilir. Eğer sevdiklerinizle bir iç mekanda buluşmanız gerekiyorsa mutlaka camların açık olduğundan ve mekanın iyi havalandırıldığından emin olun.

Genellikle dış mekanlar, iç mekanlara göre daha güvenlidir çünkü doğal havalandırma ortamlarıdır, gün ışığına daha açıktırlar ve insanların mesafeyi koruması için daha fazla alan sağlarlar. Bunların hiçbiri virüsün bulaşmasını tamamen engelleyemez ama bu riski yüksek düzeyde azaltacaktır.

Diğer soruya gelince, kesinlikle hayır. Arkadaşlarınızla, ailenizle ve sevdiklerinizle sarılmamalısınız.

 

-       Dedeler, babaanneler ve ananeler torunları görebilir mi?

Bu sorunun cevabını vermek tamamıyla size kalmış. Virüsün esas taşıyıcıları asemptomatik (belirti göstermeyen) gençler ve çocuklar oldukları için ve covid-19 hastalığının en ciddi risk grubu yaşlılar olduğu için; aslında bu pek iyi bir fikir değil. Bu yüzden sadece gerekli olduğunda ve tedbirli bir şekilde görüşmelerini sağlamalısınız. Görüştüklerinde mutlaka 1,5 metre mesafe kuralına uymalı ve mümkünse görüşmeleri dış mekanlarda yapmalısınız.

 

-       Arkadaşlarımla yürüyüşe veya parka gitmeli miyim?

Evet, arkadaşınızın evinde oturmaktansa dışarıda buluşmak çok daha güvenlidir. Sadece dikkat etmeniz gereken normalde olduğunuz kadar yakınlaşmamanız ve maske takmanız. Park veya piknik gibi buluşmalarda yanınıza kendi çarşaf ve yiyeceklerinizi getirmeyi unutmayın. Yiyecekler koronavirüsü bulaştırıcı değillerdir ama aynı şeylere dokunmak risklidir.

 

-       Ne kadar kalabalık ortamlara girmeliyim?

Halen ev partisi veya kapalı eğlence alanları için uygun bir zamanda değiliz. Dış mekanda olduğu ve çok dip dibe olmadığı sürece aktivitelere katılabilirsiniz. Herhangi bir sayı vermek çok doğru değil çünkü esas mesele kişi sayısından çok ortamın yoğunluğu ile ilgili. Uzmanlar özellikle şarkı söylenen konser, koro gibi aktivitelerin ve fazlasıyla bağırılan stadyum gibi ortamların en riskli yerler olduğunu söylüyorlar. Yapılan incelemelere göre virüs, bu tarz nefes ve tükürük yayılımının fazla olduğu ortamlarda çok daha kolay bulaşıyor. Daha sakin ve insanların birbirini duyabildiği ortamlarda ise virüs daha az yayılıyor.

 

-       Yakın temas kurduğum insan sayısını artırabilir miyim?

“Evde kal” sloganının temel amacı, en fazla, beraber yaşadığınız insanlarla yakın temasta olmamızı sağlamaktı. Ama eğer yalnız yaşıyorsanız ve sosyal izolasyon size ağır geliyorsa, sınırlı sayıda insanla görüşmenizde herhangi bir sakınca yok. Aklınızdan çıkarmayın ki görüştüğünüz her yeni insan, sadece kendi taşıdıkları riskleri değil onların da temasta bulunduğu diğer insanların risklerini beraberinde getiriyor.

 

-       Eşimle, nişanlımla, sevgilimle ne kadar yakın olabilirim?

1,5 metre kuralı muhtemelen sevdiğinizle ilişkinizde işlemeyecektir. Fakat karşınızdaki kişiyi tanıyor olmanız, onun taşıdığı riskleri biliyor olmanız, gündelik hayatında nerelerde bulunduğunu bilmeniz sizin için güvenli olacaktır. Yeni tanıştığınız biriyle, ilk günden çok yakın olmak böyle bir dönemde pek tavsiye edilebilir bir durum değil. Biriyle yeni sevgili olma aşamasındaysanız, birbirinizin alanına girmek konusunda güvenli ve rahat edebileceğiniz zamana kadar beklemenizi tavsiye ederiz.

 

-       Bir restoranda yemek yiyebilir miyim?

Masalar yeterince birbirinden ayrıysa, çalışanlar ve siz (masada olmadığınız veya tuvalete gittiğiniz süre boyunca) maske taktığınız sürece bir restoranda yemek yemek güvenlidir. Özellikle gittiğiniz restoranın dış mekan kullanımı varsa daha da rahat edebilirsiniz. Garsonların ve diğer restoran çalışanlarının maske takmadığı durumlarda kendilerini nazikçe uyarabilirsiniz. Fakat unutmayın ki restoran çalışanları sizden çok daha fazla risk altındalar ve sizin yemek yemenizden daha stresli bir iş yapıyorlar. Her halükarda onlar restoranın hem kapalı hem de açık ortamlarında daha fazla kişiyle daha yakın temas halindeler. Maske takmamalarının kendileri için daha riskli olduğunu sizden daha iyi biliyorlardır. Ne olursa olsun bu tarz dönemlerde servis personellerine, çalışanlara, garsonlara, kuryelere ve kapınıza yemek getirenlere karşı cömert ve kibar davranmak toplumsal olarak daha sağlıklı bir süreci oluşturur.

 

-       Alışverişe çıkabilir miyim?

Özellikle uzun süredir alışveriş yapmadığımız için bazı acil ihtiyaçlarımız oluşmuş olabilir. Bu yüzden mutlaka bir maske takarak alışverişe çıkınız. Eğer bir mağaza veya avm gözünüze kalabalık geldiyse, orada vakit geçirmeyin ve başka yerleri tercih edin. Mağazaların kendi içlerinde bu döneme özel bazı kuralları olabilir. İçeriye sınırlı sayıda müşteri lmak gibi. Bu tarz durumlarda kurallara saygılı olmak önemlidir. Bu kurallara uyduğunuz müddetçe virüs bulaşma riski çok aza inecektir. Fakat restoran deneyiminde olduğu gibi alışberişte de riskler hiçbir zaman sıfır değildir.

 

-       Kuaförde veya berberde saçımı kestirebilir miyim?

Tedbirli bir şekilde yapabilirsiniz. Berber ve kuaförler çok yakın temasın ve yoğun muhabbetin olduğu yerlerdir. Bu yüzden bu tarz yerlere gittiğinizde hem kuaförünüz hem de kendiniz mutlaka maske takın.

 

-       Dişçiye gidebilir miyim?

Eğer acil bir diş probleminiz varsa tabi ki gitmelisiniz. Ama eğer estetik kaygıdan dolayı gitmeyi düşünüyorsanız, bunu ertelemeniz sizin için daha iyi olacaktır.

 

-       Tekrar ofiste çalışmaya başlamam riskli midir?

Eğer işyerinizin alanı bunun için uygunsa, mutlaka yeterli sosyal mesafeyi sağladığınız bir oturma düzeninde masanızda çalışın. Sizin ve iş arkadaşlarınızın hepsinin maske kullanması riskleri aza indirecektir. Ayrıca belirti gösteren çalışma arkadaşlarınız varsa onların evden çalışmasıyla ilgili işyerinde kamuoyu oluşturabilirsiniz. Bunun haricinde çalışma masaları arası plastik bariyerler koyabilirsiniz. Aynı zamanda işyerinizdeki ortak alanları (yemekhane, tuvalet, toplantı odası gibi) mümkün olduğunca mesafeli kullanın. Yüz yüze görüşmeleri yazarak veya görüntülü göüşmelerle yapmaya çalışın ve sık sık ellerinizi yıkayarak temizleyin.

 

-       Toplu taşıma kullanmalı mıyım?

Eğer bu tek seçeneğinizse, tedbiri elden bırakmadan kullanabilirsiniz. Eğer arabanız varsa arabanızı kullanmayı tercih etmeniz hem sizin için hem de toplu taşımayı kullanmak zorunda olan diğer insanlar için daha güvenli olacaktır. Metro, metrobüs, tramvay, otobüs, dolmuş gibi araçları kullanırken mutlaka maske takın. Mümkünse diğerlerinden daha mesafeli olabileceğiniz yerlerde seyahat edin. Vapur, motor gibi açık alanı olan ulaşım araçlarında ise açık alanlarda seyahat etmeyi tercih edin.

 

-       Arabayla veya uçakla şehirlerarası seyahat edebilir miyim?

Eğer acil olarak bir yere gitmeniz gerekliyse, gidebilirsiniz. Eğer araba sürebiliyorsanız, bu uçakla seyahat etmekten daha güvenli olacaktır. Eğer uçakla gidiyorsanız, uçaktaki diğer tüm yolcuların maske taktığından emin olun. Bazen 12 saatlik bir araba yolculuğundansa 1 saatlik bir uçuş daha güvenli olabilir. Sonuçta araçla seyahat ederken de yemek veya tuvalet ihtiyacı için mola verdiğiniz yerlerde risk faktörleri olabileceğini unutmayın.

Eğer illa ki şehirlerarası bir yere gitmeniz gerekmiyorsa, gitmemeyi tercih edebilirsiniz. Sonuç olarak bu dönem herkesin istediği her yere gitmemesi gereken bir dönem. Evinizden uzakta gittiğinizde yerde virüsün bulaşması durumunda evinizde olduğundan daha rahat hissedemeyeceksiniz. Aynı zamanda virüsü taşıma olasılığınız da mevcut. Her şeyin dışında bu tarz pandemi dönemlerinde hastalanmanız durumunda bildiğiniz ve tanıdığınız bir sağlık kurumunda tedavi olmak sizi çok daha rahat hissettirecektir. Eğer gezmeyi çok istiyorsanız, evinizden fazla uzaklaşmadığınız, açık hava olan park, bahçe, kamp gibi yoğun olmayan doğa alanlarında yürüyüşe çıkmanın hiçbir sakıncası yok.

 

-       Sahile veya havuza gidebilir miyim?

Evet, kendinizi diğer insanlardan belirli bir mesafede uzakta tuttuğunuz sürece gidebilirsiniz. Bu durum hem suyun içinde hem de dışında geçerli. Hiçbir uzman virüsün suyla bulaştığını iddia etmiyor; risk daha ziyade diğer insanlara fazla yakın olmakla ilgili. Bu yüzden havuz gibi alanlarda daha ziyade soyunma odaları gibi toplu ve kapalı ortamlarda tedbirli olmanızda fayda var.

 

-       Sinema veya tiyatroya gidebilir miyim?

Eğer film veya tiyatro izlediğiniz salon doluysa veya size kalabalık geliyorsa, gitmeniz pek de iyi bir fikir olmayabilir. Bu tarz kapalı ortamlar, fazla sayıda insanın uzun bir süre yanyana bulunduğu ortamlardır. Gene de gitmek istiyorsanız, özellikle koltuk boşlukları bırakılmış salonlara gidiniz ve mutlaka maske kullanınız.

 

-       Çocuklarımı oyun parkına götürebilir miyim?

Normal olarak, doğaları gereği çocukların bizim kadar tedbirli olmadığını varsayarsak, onların oyun oynarken kendilerinden geçmeleri ve birbirleriyle gereğinden fazla temas etmeleri risk yaratacaktır. Fakat gene de onları bundan mahrum bırakmak istemiyorsanız, maske takmaları ve oyunlardan sonra ellerini yıkamaları koşuluyla onları oyun parklarına götürebilirsiniz.

 

-       Hayatımdaki yakınım olan, bakmakla yükümlü olduğum veya sevdiğim yaşlı insanları evden çıkmamak konusunda zorlamalı mıyım?

Covid-19 hastalığı herkesin bildiği üzere özellikle yaşlı nüfus için çok daha ölümcül bir hastalık. Bu yüzden onların gençlere göre çok daha tedbirli davranmaları gerekiyor. Yaşlılar gençlere göre her zaman daha fazla kronik rahatsızlığı olan, kalp, şeker, tansiyon, karaciğer gibi sürekli hale gelmiş hastalıkları çoktan başlamış insanlar. Ne yazık ki koronavirüs bu tarz kronik rahatsızlıkları olanları daha kolay ölümcül evreye getiriyor.

Bu yüzden sevdiğiniz veya bakmakla yükümlü olduğunuz yaşlılar konusundaki endişelerinizde haklısınız. Onların sorumluluğunu hissetmek de onları uyarmak da sizin vicdanınızın bir parçası ve onlar için en iyisini istediğinizden kimsenin şüphesi olamaz. Fakat yaşlı insanların çocuk olmadığını unutmamak gereklidir. Onlar hayatlarının bu geç döneminde pandemi gibi fazlasıyla izolasyona maruz kalmaları gerektiğinde muhtemelen psikolojik olarak bizden daha dramatik etkileniyorlar. Bu açıdan yaşlıların hayatlarının son dönemlerini istedikleri şeyleri yaparak geçirmeleri – tabi ki tedbiri elden bırakmadan, hayat kalitelerini artıracaktır. Onların kendi hür iradelerini küçümsememeli ve güvenlik ve hayat kalitesi dengelerini iyi kurmalıyız. İnsanlar kendiler için neyin doğru olabileceğine dair kararlarını verebilecek mental durumdalarsa, bizim görevimiz onların isteklerine engel olmak değil, bunu en güvenli şekilde gerçekleştirmelerine yardımcı olmak olacaktır.

 

Sonuç olarak, “yeni normale” dönerken tüm bu önlemleri uyguladığınızda riski minimuma indirebilirsiniz. Fakat tüm bu toplu aktivitelerde her zaman bir bulaş riski söz konusu olacaktır. Unutmayınız ki, Covid-19’a ne kadar geç yakalanırsanız, tedavilerin o kadar daha iyileştirilmiş olduğu, sağlık sisteminin ve çalışanlarının daha tecrübe kazandığı bir dönemde yakalanma ihtimaliniz o kadar artacaktır.

Previous
Previous

Antijen Nedir? Koronavirüs Antijenleri Nelerdir?

Next
Next

Covid-19 Kış Aylarında Hayatı Daha Zorlaştıracak mı?