Pandemi Ne Zaman Bitecek veya Sürü Bağışıklığına Ulaşabilecek miyiz?

sürü-bağışıklığı.jpeg

“Pandemi ne zaman bitecek?” sorusunun cevabı aslında “sürü bağışıklığına ne zaman ulaşcağız?” sorusunun cevabıyla aynı. Toplumsal sürü bağışıklığına ulaşma hedefi konusunda da henüz tam bilmediğimiz bir bağışıklık eşiği değeri var. Bu eşiği yakalamak belki de imkansız. Sürü bağışıklığı (aşı ve/ya hastalanma yoluyla bağışıklık) pandeminin uzun vadeli, pek de yakın gözükmeyen, vadedilmiş sonu olmasına rağmen gereklilikleri oldukça spesifik. Fakat yine de aşılar pandemiyi bitirmemizi sağlayabilir.

Teknik olarak, sürü bağışıklığı demek; hasta bir kişinin, ortalama olarak 1 kişiden daha az kişiye bulaştırma ihtimaline ulaşmak demek. Sıfır numaralı hasta (patient zero) başka bir kişiye hastalığı bulaştırsa da, ikinci kişinin bir üçüncüye bulaştırmaması demek. Tarihte kızamık ve çocuk felci hastalıklarında tam olarak böyle oldu. Bunu da tabi ki aşılar sağladı.

Covid-19 hastalığı için sürü bağışıklığı eşik değeri %60 ile %90 arasında tahmin ediliyor. Bu oran, toplumdaki hastalanma veya aşı yoluyla bağışıklık elde eden nüfus oranını gösteriyor.

Fakat son bilgiler ışığında sürü bağışıklığına yakın gelecekte ulaşamayacağız gibi gözüküyor. 

Her ne kadar covid-19 aşıları beklentilerin üzerinde başarılı olmuş olsalar da virüsün yayılmasını tamamen sıfırlayamadıklarını görüyoruz. Virüsün yayılması bitirilmediği sürece de sürü bağışıklığının giderek zor bir hedef haline geldiğini görüyoruz. Aşılar hastalığı hafifletmekte, hastane yatış oranlarını ve ölümleri azaltmakta çok başarılı olsalar da sürü bağışıklığının oluşması için bulaşın da önemli oranda azaltılması gerekiyor. Eğer aşının virüsü bulaştırmasını engelleme gücünü, sürü bağışıklığı eşiğinin üzerine çıkaramazsak, sürü bağışıklığı için gerekli tek kriter nüfusun %100’ünün aşılanması kalıyor. Bu da imkansız demek.

Şu anda Türkiye’de ne olursa olsun aşılanmayacağını söyleyen ciddi bir oran var. Bu da sürü bağışıklığı eşiğimizi maalesef daha da yukarı çekiyor. Covid-19 aşılarından beklentimizi, hastalığı tamamen yeryüzünden silmesi değil artık. Daha ziyade Grip aşılarında olduğu gibi hastalığı belirtisiz veya hafif geçirme, hastane yatış ve ölüm oranlarının neredeyse sıfıra inmesi.

Virüs geçen senekinden daha fazla dolaşıyor. Fakat çok daha az insan ölüyor artık. Bunu da aşılara borçluyuz.

Ayrıca aşılar ne olursa olsun, virüsün daha az bulaşmasını sağlıyor. Vücuda tutunabilen virüs yükü daha az oldukça, etrafa saçılan bulaşıcı virüs sayısı da azalıyor. Bu da. daha az insanın virüse maruz kalması ve daha az insanın hastalanması veya ölmesi demek.

Muhtemelen “Sıfır covid-19 vakası” diye bir şey olmayacak. Virüsün küresel olarak sıfırlanması erişilmesi güç bir hayal. Ama koronavirüsle yaşamak çok daha normal bir hale geliyor ve gelecek.

Sürü bağışıklığı önündeki en büyük engellerden birisi de virüsün varyantları. Virüs evrimleştikçe aşılarımızın ve bağışıklıklarımızın virüsün yeni biçimlerine yetişmesi gerekiyor.

Tüm bu sürecin aynı zamanda küresel olarak eşzamanlı yürümesi gerekiyor. Şu anda zengin ülkeler, dünya aşı stoğunun çoğunu satın almış durumda. 2021 sonuna kadar kendi nüfuslarının büyük bir bölümünü aşılamış olsalar bile, virüs hala dünyadaki başka yerlerde dolaşıyor olacak. Bu durumda da evrimleşmeye ve yeni varyantlar oluşturmaya devam edecek. Yeni varyantlara, şu anda kullandığımız aşıların etkisi giderek daha da azalacak ve virüs zengin ülkelere yeni varyantlar halinde, eskisinden çok daha güçlü olarak geri dönecek. Yani aslında zengin ülkeler, aşı stoklamasını kendi aleyhlerine yapıyorlar. Her ne kadar aşılar yeni varyantlara karşı güncellenecek olsa da bu sürekli bitmeyen bir yarış olacak.

Aşılar sayesinde oluşacak toplum bağışıklığını en kolaydan en zora doğru 4 ana eşikte toplayabiliriz.

Birinci eşik, hastalığın ağır semptomlarının yok edilmesi (hastaneye yatış ve ölüm)

İkinci eşik, hastalığın hafif semptomlarının yok edilmesi (soğuk algınlığı belirtileri)

Üçüncü eşik, hastalığın başkalarına bulaşmasının önüne geçilmesi

Dördüncü eşik, hastalıkla enfekte olmanın bitmesi

Aşıların en etkili oldukları eşik birinci ve ikincisi. Hastaneye yatış ve ölümler aşı sayesinde çok azaldı. Birçok aşılı insan hastalığı belirtisiz geçiriyor. Fakat aşılar henüz hastalığın bulaşmasını engellemede o kadar etkili değil.

Bu durumun biyolojik bir açıklaması var: Bağışıklığın oluştuğu bölge çok önemli. Koronavirüs gibi solunum yolu virüsleri ilk olarak burun ve boğaz yoluyla insan vücudunda tutunuyorlar. Şimdiki covid-19 aşıları ise kol kaslarına uygulanıyor. Bu uygulama ile vücudun bağışıklık sistemi güçlü bir immün yanıt veriyor ve kanda yüksek düzeyde antikor (titre) üretiyor. Fakat koronavirüse karşı ilk defans hattımız olan burun ve boğaz mukozasındaki antikorlar kandakiler kadar güçlü değil. Zaman geçtikçe üst solunum yolundaki bölgesel antikorlar giderek daha da azalıyor. Fakat alt-solunum yolu olan akciğerlerdeki koruyuculuk uzun süre yüksek kaldığı için zatürre gibi ağır enfeksiyonlar engelleniyor.

Peki tüm bu durum covid-19’un geleceği açısından ne anlama geliyor? Bir olası senaryo, hastalığın, kendinden önceki dört koronavirüs tipinin şimdiye kadar izlediği yol gibi insanlarda soğuk algınlığı belirtileri yaratması ama ciddi bir enfeksiyon oluşturmaması. Sıradan soğuk algınlığı koronavirüslerini de insanlara tekrar tekrar bulaşabilmelerine rağmen zaman içerisinde geliştirdiğimiz bağışıklıklardan dolayı giderek daha az belirtiyle geçiriyoruz. Bu yüzden iyimser öngörüye göre covid-19 enfeksiyonları devam etmesine rağmen etkisini giderek yitirecek. Hatta bilimsel bir görüş, koronavirüsün bir türünün 1889 yılındaki pandemi ile doğduğu fakat artık sıradan soğuk algınlığı hastalıkları sınıfına girdiği yönünde.

Yavaş yavaş çocuklar da aşılanmaya başlanacak gibi görünüyor çünkü her ne kadar çocukları yaşlılara göre çok daha etkilese de hala çocuklar için grip virüsüne göre daha yıkıcı etkilere sahip olduğunu biliyoruz. Çocukların aşılanmaya başlanması ise virüsün yayılmasını giderek daha da azaltacaktır.

Sürü bağışıklığı seviyesine yakın gelecekte ulaşmak imkansız gözükse de; aşılanan her insan aşısızlara göre daha az virüs saçıyor. Daha az virüse maruz kalan bir insan, daha az hastalanıyor, daha az hastaneye düşüyor veya ölüyor.

Previous
Previous

Ekstra Doz Aşıyı (Booster) Olmalı mıyız veya Ne Zaman Olmalıyız?

Next
Next

Aşı sonrası COVID