Koronavirüsten kurtulmak için bağışıklık güçlendirici kullanmalı mıyız?

supplement.jpg

Korona virüs dolayısıyla hastaneye yatış yapan insanlar arasında en hasta ve ölmeye yakın olanları, vücutları virüse karşı aşırı reaksiyon geliştiren hastalar. Bu durumda bağışıklık hücreleri, enfeksiyon bölgesine (koronavirüste akciğerlere) ekstrem düzeyde hareket ediyor ve aslında koruması gereken ciğerlere saldırmış oluyor. Kan damarları sızıntı yapıyor ve kanın kendisi pıhtılaşmaya başlıyor. Tansiyon bir anda düşüyor ve iç organlar çöküşe geçiyor. Doktorlar ve bilim insanları giderek daha fazla; bunun virüsten değil, virüse karşı bağışıklık sistemimizin verdiği aşırı tepki ve yüklenmeden olduğuna inanıyor. Yani vücudumuzun savunma mekanizması aslında yardım edeceği yerde zarar vermeye başlıyor.

Normal şartlarda insan vücudu bir virüs, bakteri veya mikropla karşılaştığında, bağışıklık sistemimiz işgalci virüse saldırır ve onu yok eder. Fakat bazı durumlarda savunma hücrelerimizin düzenli ordusunun moleküler silahları kontrolden çıkıyor ve sadık askerlerimiz olması gereken defans hücrelerimiz; kural tanımayan, kundakçı, başıbozuk saldırganlara dönüşüyor. Bu tarz isyanları teşhis edip bastırabilecek test ve tedaviler olmasına rağmen şu aşamada hangi yöntemin bunu başarabileceği bilinmiyor. Bu yüzden Covid-19 virüsünün yol açtığı immün-sistem kasırgasının nasıl dindirileceği konusunda doğru tedavinin bulunması için henüz erken. Kötü durumdaki birçok hastanın bağışıklık sisteminin aşırı tepkisini dindirmek için bazı durumlarda bağışıklık sistemi baskılayıcı (immun-supresif) ilaçlar (kortikostereoid) kullanılıyor.

Bu tarz hiper-aktif bağışıklık sistemi reaksiyonları belirli koşullarda ortaya çıkıyor: Çoğu zaman bir enfeksiyon (Koronavirüs, Kuş Gribi), yanlış bir gen mutasyonu (Kanser, Lenfoma) veya oto-immün hastalıklarında (Çölyak, MS, Tip-1 Diyabet) oluşuyor. Bu tarz durumlarda vücut kendi dokularını işgalci gibi görmeye başlıyor ve aslında koruması gereken sağlıklı dokularını yok ediyor. Tüm bu immün rahatsızlıklar “Sitokin Kasırgası” terimiyle Sitokin Salınım Sendromu şemsiyesinin altında açıklanıyor. Çünkü Sitokin denilen bu maddeler kan akışı içinde kudurmaya başlıyor. Bu küçük proteinler vücudumuzun savunma ordusunun mesaj taşıyan ulakları olarak hücreler arası dolaşarak daha fazla veya daha az immün aktivite talep ediyorlar. İmmün-sistem gereğinden fazla savunma talep ettiğinde de vücut kendi kendisiyle savaşmaya başlamış oluyor. Tüm bu sebeplerden dolayı bağışıklık sistemini gereğinden fazla aktive eden (immune booster) vitamin desteklerini, ek gıda takviyelerini ve diğer maddeleri koruyucu niyetle kullanırken belirli bir dengeyi tutturmamız çok büyük bir önem arz ediyor.

Önceki
Önceki

Koronavirüsle ilgili merak edilenler

Sonraki
Sonraki

Sigara içmemek koronavirüsün zararını azaltır mı?